12 Ocak 2019 Cumartesi

Fuzuli yazılar-1


ALBÜM-LAFIMA GÜCENME

Ari Barokas çok güzel bir albüm yapmış. Tüm albümü hiç atlamadan dinledim. Albümün adı “Lafıma Gücenme”. Fakat kendini zora sokma ihtimali bulunan lafları söylemekten çekinmemiş. Çoğunluğu karşısına alacak muhalif yapıdaki albümde sözler kadar müzikler de güzel. Ama Ortaçgil’in de dediği gibi ülke dinleyicisi, bir şarkıda müzikten çok sözü dinleyenlerden oluşuyor. Ari, herkesi düşünmüş. Duman grubunun sevdiğimiz birçok şarkısı da referansı. Ama Türkiye’de hakkı verilmemiş albümler listemde yerini aldı.

Sezen Aksu “Düğün ve Cenaze”
Haramiler  “Kar yağıyor bugün Ankara’ya”
Erkan Oğur “Dönmez yol”
Ari Barokas “Lafıma gücenme”
Grup Merdiven "Çiçeği Burnunda"

BİREYSEL SÖZLÜK

Enflasyon: Küçükken 10 TL harçlık alınca mutlu olanların, harçlık verecek yaşa geldiğinde 50 TL vermeyi kendine yedirememesi.
Demokrasi:  Halkın kendi kendisini yönettiğini sanıp, verginin vergisini ödediği organizasyon. İnsan hiç kendinden verginin vergisini alır mı?
Aşk: Yaşayanların ne kadar büyük bir mucize içinde olduklarını düşünmelerini engelleyen, fizyolojik etkileri yönüyle bakıldığında huzurdan ziyade nefrete benzeyen ve hırs, ihtiras, acı, doyumsuzluk gibi duygular ile psikolojik rahatsızlıkları ve cinsel dürtüyü kamçılayan yoğun duygular bütünü, mucize.
Seçenek: Nicel artışı niteliğinin azalmasına sebep olan ihtimaller bütününün üyesi.

SERBEST BOŞLUK

İnanan ve inanmayanları ortak paydada buluşturacak bir önermem var:
Şeytan varsa ya da yoksa sadece inananların başına bela!

En kötüsü de hayallerimin içine sızdılar. Parayı, makamı, duygusuz cinselliği ne zaman hayallerimin içine soktular bilmiyorum. “Daha” kelimesini çok duyduğum bir dönemdi sanıyorum. Daha iyi ev, daha iyi kıyafet, daha iyi oyuncak, daha iyi ilaç, daha iyi tedavi, daha iyi araba, daha iyi komşular, daha iyi arkadaşlar, daha iyi kitaplar, daha iyi gösteriler hatta daha iyi bir eş… O ara bir yerde girdiler kanıma sanıyorum. Yoksa ben her hayal kurduğumda, hayalimin bir yerinde güzel bir çiçek olurdu mesela. Sistemin kölesi oldu diye kimseye kızamıyorum, insanın kanına nasıl bir anda, nasıl derinden sızabildiklerini biliyorum.

Mucize kelimesinin anlamının acze düşüren olduğunu öğrendiğimde sevinmiştim. "Allı Turnam bizim ele varırsan"daki allı turnanın flamingo olduğunu öğrendiğimde ve krizantem çiçeğine kasımpatı dediğimizi öğrendiğimde üzülmüştüm.

Hiç görüşemeyeceğinden emin olsan bile yaşamasının senin için önem arz ettiği tek insan anneymiş.

Bence, bence kelimesi gereksiz. Başkasının fikrini, cümlesini söyleyen insan bunu belirtmeli zaten. Geri kalan her şey bence.

Birini "Sana aşığım." diyerek kandıracak olmak fikrini kabullenemiyorum. Bunu ilk her kim başlattıysa yazıklar olsun. Belki çok romantik ama birine bunu söylediğinde karşısındaki insanın nasıl bir mucize içinde olduğunu, onun için ne değerli olduğunu bilmeli insan. Bu laf öyle üstünkörü geçilmeyi, kusura bakma ama benim ilişkim var denmesini ya da benden daha iyilerine layıksın lafını hak etmiyor. Hiç aşık olmadan ve olunmadan ölenlerin dünyasında, böyle büyük bir mucizeyi duyan kişinin en azından karşısındakine gönülden bir saygı duyacağını düşünüyorum. Onu, o sırada hayatta en çok seven, onun için yapabileceklerinin sınırı olmayan birini elbette reddedebilir ama bir iki bilindik lakırdıyla karşısındakini yarım bırakıp gitmemelidir. İnsanlar arasında bunun gibi yazılı olmayan sözleşmeler olmalıdır. Bu işin romantik tarafı. Gerçeğe döndüğümüzde insan, insana nasıl tecavüz edebilir? Eğer ki bana böyle ucuz, basit ve cevaplayamadığım sorular sordurtmasaydınız, çok daha güzel sorular bulabilirdim. Onları düşünürdük. İnsan, insana nasıl tecavüz edebilir?

ŞİİR – Güvercin Kasapları/ Tahsin Saraç

Yel ulur kar tozdurur bir kış
Yazı yabanda şu sıra içimiz.
Oysa sevmelerin ustasıyız biz
Bir de alçaklıklarla kavganın.
Alıcıkuş kesiliriz ve de ense kökünde
Göğsümüzdeki o sıcak güvercini
Kara dirgen elleriyle
Boğmaya kalkışanların.

Neden, güvercin kasapları, barışımıza kan bularsınız
Öyle kötüsünüz ki
İki gözden dört ölüm bakarsınız.

Tabanca gibidir tabanca
Sevgilenmemiz de vuruşmamız da
Ya yürek dalında patlar
Ya da bir alın çatında.
Ne ki çok kez dalaşmaktansa
Acıdan yükünü tam almış
Güçlü bir katır gibi
Vururuz yalnızlık yokuşumuza.

Neden yolunuz bu denli ıramış güzellikten
Öyle bataklıksınız ki
Bir çiçek düşü bile geçmemiş içinizden

SADİ ŞİRAZİ’Yİ TANIYALIM

“Sormaz ki bilsin, sorsa bilirdi.
Bilmez ki sorsun, bilse sorardı.”

"Bir ömür daha lazım bu hayattan sonra,
 Çünkü bu ömrümüz sadece ümid içinde geçti.”

"İnsanlarla münasebetin ateşle münasebetin gibi olsun.
Çok uzaklaşma donarsın; çok yaklaşma yanarsın."

"İki şey hayatimizi karartır:
Susacakken konuşmak, konuşacakken susmak."

"Sevgisiz bakınca Yusuf bile çirkindir.
Şeytana aşkla bakınca onu melek sanırsın."

Aşıklara nasihat
"Ben sana denize açılma demiyorum.
Açılacak olursan tufana bile katlan, diyorum."

"Eğer bir kimse senin yaratılışından yararlanmıyorsa, yaratılış cevherinin bir kara taştan farkı yoktur. hayır, güzel dostum, yanlış söyledim: çünkü taşın bir yararı var, demirin de, tuncun da... Ve eğer bir taş bir kimseden daha üstünse o kimse insanlık namına ölmelidir."

“On derviş bir kilime sığar da iki sultan bir saraya sığmaz”

"Düşmanın tevazuluğuna aldanma, zira su en büyük kayaların bile dibini yalaya yalaya devirir."

"Ne kadar okursan oku, bilgine yakışır şekilde davranmıyorsan cahilsin demektir."

“Unutma ki ağzında bal olan arının kuyruğunda iğnesi vardır."
"Bir gece sevdiğim içeri girdi. yerimden öyle bir fırlamışım ki elbisemin eteği mumu söndürdü. güzelliği ile karanlığı dağıtan sevgilim sordu; ben gelince neden ışığı söndürdün? Dedim ki; güneş doğdu zannettim."

"İki göz; Allahü Teâlâ’nın kudret ve san'atını görmek içindir. Eşin dostun ayıbını görmek için değildir."

"Güzellerin zülfü aklın ayağına zincir, zeki kuşa öksedir."

“Bulut, âb-ı hayat yağdırsa, yine de söğüt ağacından bir yemiş yiyemezsin. Çünkü söğüt ağacının meyvesi yoktur. (kalp gözleri âmâ olmuş) Alçak ve bozuk tabiatlı kimse ile vakit geçirme. Çünkü hasır kamışından şeker yiyemezsin.”

''Bilgisiz bir kimse, savaş davuluna benzer, sesi çok, içi boştur.''

"Seni kötülememi istemiyorsan, beni değil kötülüklerini ortadan kaldır."

“Sultan, haksız olarak bir köylüden bir yumurta alsa, adamları köylünün tüm tavuklarını alır“ 

"Sınanmadığın günahın masumu sanma kendini."

"İnsan bir damla kan, yüz bin endişedir. "

''Akıllı insana hatasını göster, sana teşekkür eder. cahil kişiye hatasını göster, sana küfür ve hakaret eder.''

“Ben, doğru yolda kaybolmuş insan görmedim."

"Bu dünyadan ötekisine iyilikten başka bir şeyi yanında götüremezsin, şimdi ihtiyar (ihtiyar: seçim) sendedir, ne istersen onu götür."

"Güzel bir kadın, bir mücevher
İyi bir kadın, bir hazinedir."

Son olarak aşağıdaki gibi bir üçlemeden bahsedilir:

“Aşka uçma kanatların yanar.” Sadi Şirazi
“Aşka uçmadıktan sonra kanatlar neye yarar?” Mevlana Rumi
“Aşka vardıktan sonra kanadı kim arar?” Yunus Emre.

Üçü de doğru, üçü de birbirinden üstün değil. Sezen Aksu ve Meral Okay’ın dediği gibi:

“Işığa uçar bütün pervaneler
 Ateşe giderken ne şahaneler
 Dönerek acıyla aşkla şu alemi
 Yana yana raks eder divaneler”

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder