Sağcı, solcu ve orta yolculardan
oluşan halkın, siyaseti kendilerine sunulduğu gibi görme zorunlulukları
bitmiştir. Aşağıdaki şekilde görüleceği üzere, siyaset bir doğru üzerinden
insanlara sunulmuştur. Yukarı Parti olarak biz halkın yönetimini 2. Boyuta atlatmak
istemekteyiz.
Planlarımız
- Konunun en yetkin uzmanlarının desteğini alarak, 18 yaşını doldurmuş her vatandaşın “sadece kendinin kullandığına emin olduğumuz” bir aplikasyonla her konuda elektronik seçimler yapacağız. Aplikasyon yüklenebilen telefonu bulunmayan herkesin bu hakkını gözetecek ve onlara haklarını vereceğiz. 10 milyon oy almamış önerileri dikkate almayacağız. Herkes öneride bulunabilecek!
- İlk hamlemiz sağlık sektörüne olacak. Mutlu ve huzurlu bir toplumun hem beden hem ruh sağlığından şüphesi olamaz. Reklamı, kullanıcısına yapılmayan ürünler içinde en önemlisi ilaç! İlaç şirketleri, alıcı ve satıcıya gösterdikleri ilginin çok daha fazlasını doktorlara gösteriyor. Doktorlar kesinlikle ilgi görmeli, onları omuzlarda taşımak lazım lakin ilaç sektörünün kota karşılığı verdiği büyük hediyeler, promosyonlar ve benzeri her türlü “doktorların tarafsızlık ve karar verme süreçlerini etkileyen” etik dışı durumlar sonlandırılacak. Doktorlarımıza, ilaç kotası ile değil “iyileştirme” kotası ile en büyük ödülleri –haklarını- vereceğiz. Eczacılarımız, işlerini bir ticaret erbabı olarak değil bir bilim insanı olarak sürdürecekler. Her ilaç üretim veya pazarlama şirketine devlet kadrosundan eczacılar ve denetçiler atanacak, içerideki tüm olumlu/olumsuz gelişmeler takip edilecek. En önemlisi, “Kimse ilaçsızlıktan devasız kalmayacaktır.” Bunu zalimlik adlediriz!Bir toplumun, bir ailenin, bir kişinin bütün huzurunu psikoloji bozuklukları yönettiği için, Psikoloji Bakanlığı kuracağız. 6 yaşını doldurmuş her vatandaşımıza yılda en az 3 sefer tarafsız muayeneler yapılacak. Tüm tedavi süreçleri devlet tarafından karşılanacak olup, mutluluk seviyesini birim bazında ölçümleyerek psikiyatrist ve psikologlara en büyük ödülleri –haklarını- vereceğiz. Ayrıca “Psikoloji Bakanlığı” ve “Eğitim Bakanlığı” iş birliği ile her noktada herkesin istediği zaman üyesi olabileceği ve ulaşabileceği kitap meclisleri kuracağız. Kitap meclisleri, okudukları kitapları tartışarak yola çıktıkları oturumlardan sonra herkese açık bildirilerini yayınlayacaklar. Bu bildiriler tarafımızca takip edilerek, refaha kavuşmamız için kullanılacaktır.
- Tüm işletme ve ekonomi profesörleri, tüm özel şirketlere atanarak haftada bir gün danışmanlık hizmeti verecektir. Yine işletme ve ekonomi öğretim üyelerinden oluşan ekonomi meclisi ekonomiye, vergi hukukuna, iş hukukuna yön verecek.
- Boşanma davası açılmayacaktır, birisi boşanmak istediyse boşanabilecektir. Evlilik için imza zorunluluğu kaldırılacaktır. İsteyenler için “soyadı” işlemleri internet üzerinden yapılabilecektir. Tüm davalar; davanın konu olduğu mahal/mahallerde, 10 yıl üzeri hapis cezası üzeri tüm ülkede vatandaşların oylamasına açılacaktır. Adaleti çoğunluğun vermesini istemedik önce. Bunun sonuçlarının kötü olabileceğini düşündük lakin başka bir insanın hayatını “sadece bir insan ya da bir grubun” normlarına, vicdanlarına, yasalarına bırakmanın daha korkunç olabildiğini düşününce böyle bir karar verdik. Gelecek her türlü alternatif öneriye açığız. Hapis cezasına çarptırılan herkes, denetim altında topluma yararlı hizmet yapmak zorunda olacak. İnsan hakları göz önünde bulundurularak tüm mahkumlar halk için çalıştırılacaktır. Islah olup olmadıkları ve psikolojileri sürekli olarak Psikoloji Bakanlığı’nın denetiminde olacaktır. Ve kesin kararımızdır, kimseyi öldürmeyeceğiz. İdam konusunu açmayın!
- Biz mutlu, huzurlu ve adaletli bir toplumda kimsenin teröre bulaşmayacağını düşünüyoruz fakat “Aykırılıklar Bakanlığı” kurarak toplumun içinde uyum sağlayamadığını söyleyen herkesi dinleyeceğiz ve herkesin sorunlarına çözüm üreteceğiz. “Her intihar topluma verilmiş bir notadır.” Cümlesini şiar ederek deva evleri kuracağız. Bu deva evlerinin, insanların gelmesini kolaylaştıracak ve çekinmemesini sağlayacak her türlü faaliyeti olacaktır.
- Şehir planlama uzmanları ve mimarlardan oluşan şehircilik meclislerinden proje tavsiyesi almamış hiçbir konut yapımına izin verilmeyecektir. Halkımız ve biz çirkinlikler içinde yaşamayı hak etmiyoruz. Tüm mahalleler, mimarlarımız tarafından yeniden düzenlenecektir. Ayrıca herkesin ev sahibi olabilmesi için yapılacak tüm projeleri üreteceğiz ve destekleyeceğiz.
- Eğitim sektörünü yeniden yapılandırmamız en 5 sene sürecektir. Sistemin, müfredatların, tüm öğretmenlerin tekrar eğitilmelerinin, süreç ve karar mekanizmalarının, okulların hazırlanması için 2 sene boyunca hiçbir eğitim faaliyeti yapılmayacaktır. Çok bir şey kaybetmeyeceğimizi biliyor ve bu 2 senenin topluma yüzyıllar kazandıracağını düşünüyoruz. Bu iki sene boyunca tüm öğrenciler toplanarak okullarda yetenekleri ve gelişimleri ölçülecek, bu konuda yurt içi ve dışından en yetkin bilim insanları görevlendirilecek.
- Çocuk yapma ehliyeti dağıtımı boyunca çocuk yapmak kısıtlanacaktır. 18 yaşını doldurmuş ve isteyen herkes ehliyet alabilmek için bir sınava tutulacaktır. Sınavlar konuda yetkin bir kurul tarafından tarafsızlığı denetim altına alınarak yapılacaktır. Başvuru sırasında tüm adaylara ücretsiz olarak bir kitap seti sunulacaktır. Kitap seti, Jean-Jacques Rousseau’nun “Emile” kitabı ile başlayıp günümüzün çocuk gelişimi adına en başarılı kitapları bulunacaktır.
- Tüm kurumlar çalışan taleplerini devlete yapacaktır. “İnsan Kaynakları Bakanlığı” tarafından önceden belirlenmiş ve şeffafça açıklanan ölçütlerle değerlendirme yapılıp atamalar yapılacaktır. Şirketlerimizi büyük bir zaman ve ekonomik maliyetten kurtarmak ve özellikle “bir özelliğinden” dolayı iş bulamayanların (engelliler, kadınlar, eşcinseller, hüküm giymişler, inançlı ve inançsızlar(baş örtülüler, yoğun olan inanç/inançlara inançsızlar) vs.) toplumun içine sunulması noktasında kararlıyız. İş arayan ve 1 ay içinde işe sokulamayan tüm insanlar maaşa bağlanacaktır.
- Edebiyat, sinema, tiyatro, heykel, fotoğraf gibi sanatların tamamına “önceden belirlenmiş ve şeffafça açıklanan ölçütlerle” destek olunacaktır.
- Verilecek ödül, ceza, desteklerin tamamının ölçütleri tüm vatandaşlarımızın bilgisine açıklanacaktır. Hiçbir konuda mülakat, bakanlık onayı, yönetici kararı uygulanmayacaktır!
- Moleküler Biyoloji ve Genetik, Fizik, Kimya, Matematik ve Mühendislik, Tıp, Eczacılık, Diğer sağlık ve fen bilimlerinin gelişimi için fonlar oluşturulacaktır. Dernek ve vakıfların hepsi devlet himayesi altına alınacak, vergi yerine bağış sistemi getirilecektir. Herkes toplumun gelişmesi için önceden belirlenmiş ölçütlerle, gelirine ve temel giderlerine göre devlete bağış yapacaktır. “Takip et” sistemi ile o ayki bağışının nerede kullanıldığı görebilecektir. Ayrıca toplanan tüm bağışların nereye ve ne kadar harcandığını gösterir 5 sayfalık ve aylık yayınlanan ücretsiz tüm halka ulaştırılacak olan “Bağış Raporu” ile devletin tüm gelirleri ve giderleri topluma açıkça gösterilecektir.
- Kağıt para ortadan kaldırılacak, bankacılık sektörüne yatırım yapılacaktır. Tüm işlemler kart, parmak izi ve çevrimiçi olarak yapılacaktır. Tüm halkın ödeme ve tahsilatları “etik olarak yoğun denetim altındaki” denetçiler tarafından hiçbir izin alınmadan kontrol edilebilecektir. Yasal olan fakat özel hayatın gizliliği ve kişisel verilerin korunmasına aykırı olan tüm bilgiler devlet tarafından koruma altındadır!
- İlahi kitapların(Kuran, İncil, Tevrat, Zebur) mealleri devlet tarafından isteyen herkese ücretsiz dağıtılacaktır. Devlet tarafından basılacak bu kitaplarda asgari 100 çevirmenin imzası bulunacaktır!
- Kadınlar günü, anneler günü gibi kutlamalara izin verilmeyecektir. Kadınlar her günleri kutlanıyormuş gibi hissedecekler. Hiçbir noktada, en ufak bir etik dışı anlayışa izin verilmeyecektir. Kadınlar ve çocuklar kırmızı çizgimizdir! Bu planlama 5 yıllıktır. 5 yılın sonunda “Tüm insanlar kırmızı çizgimizdir!” Diyeceğiz. Ama 5 yıl boyunca öncelik vermenin ve tüm düzeni eşitlemenin gerekliliğini hissediyoruz.
- İlk ay devletin himayesinde çeşitli test ve eğitimlerden geçmek ve diğer tüm vatandaşlar gibi çalışmak kaydıyla; ülkesindeki savaştan veya adaletsizlikten kaçmış, bizimle yaşamak isteyen her dünya vatandaşına kapımız açıktır.
- Toplumsal ve bireysel refah için herkes çalışmak zorundadır. Bu zorunluluğu kabul etmeyenlere zorla çalıştırma programı uygulanacaktır. Her insanın dinlenme, eğlenme, ibadet etme, kültürel ve sanatsal faaliyetlere katılma hakları ile bunlara ayıracakları zamanlar devlet tarafından güvence altına alınmıştır!
- Dünya çapında temsil kabiliyeti bulunan kişi ve kurumlara dünya ölçeğinde projelerini üstlenme sözü veriyoruz. Sezen Aksu, Nuri Bilge Ceylan, Orhan Pamuk, Hasan Ali Toptaş, İsmet Özel, Zülfü Livaneli, Sezai Karakoç, Nuri Pakdil, Ahmet Telli, Şükrü Erbaş, Birhan Keskin, Sırrı Süreyya Önder, Rasim Özdenören, İhsan Oktay Anar, Reha Erdem, Tolga Karaçelik, Pelin Esmer, Hüsnü Arkan, Nadir Göktürk, Haluk Bilginer, Nadir Sarıbacak gibi bazı sanatçılarımızı Kültür Bakanlığı baş danışmanı ilan ediyoruz. Kendilerine uğraştıkları sanatla ilgili her proje desteği sağlama garantisine karşılık ayda 2 gün ücretsiz danışmanlık almak istiyoruz.
- Futbol sektörüne ilişkin her türlü gelirin %60’ı bağışlanmak zorundadır.
- İmamlık mesleğini sonlandıracağız. Biz, camilerde yapılan ibadete önderlik için para alınmasını doğru bulmuyoruz. Emekli vatandaşlarımızın tüm “bağışlardan” muaf tutulmak kaydıyla, gerekli eğitimi alarak ücretsiz imamlık yapmasını istiyoruz. Düğünlere, cenazelere katılan tüm din görevlileri para almayacaktır. Bunun doğru bir şey olmadığını kendilerine izah edip, yaşam refahlarını yüksek tutacağız. Bu tarz dini ve vicdani işlemlerde para almamamın dini ve vicdani güzelliklerini yaşamalarını sağlayarak kendilerini ekonomik refahlarını diğer tüm vatandaşlar gibi devlet güvencesine alacağız.
- Emlakçılık sektörü sonlandırılacaktır. Ev sahibi olma hakkını kullanmak isteyen herkes devlete başvurmalıdır. Devlet gerekli araştırmalarla kendisine uygun evi bulacaktır. Hiçbir ev sahibi devletin belirlediği eksikleri gidermeden ev teslim edemeyecek ve evi teslim etmesi için sınırlı süresi olacak. Tüm insanlar mutlu olacakları bir ortamda yaşama hakkına sahiptir, bu hak da tüm insan hakları gibi devletin güvencesi altında olacaktır. Emlakçılarımızın ekonomik refahı güvencede tutarak, eğitim almaları sağlanacak ve üretim sektörlerine kaydırılacaktır.
- Ticari araç, üretim makineleri ve parçaları, teknolojik malzemelerin birleştirilmesi için alınan parçalar, ilk bireysel araç, ilk ev ve benzerinin satışından kaynaklanacak bağış oranı belirlenmemiştir. Ülkemizdeki huzurun ve mutluluğun artarak devam etmesini isteyen herkes gibi, imkânı olanlar gerekli bağışı yapacaktır! Vicdan komisyonu, gerekli bağışı yapmayanları adaletli bir şekilde cezalandıracaktır. Tüm cezalarda tek ilkemiz adalettir!
- Düşmanlık beslediğimiz, besleyeceğimiz herhangi bir grup bulunmamaktadır. Birilerinin bizimle düşman olmasını gerektirecek en ufak bir icraatımız olmayacaktır. Bize ateş etmeye ne toplumun ne dünyanın ne de vicdanın izin vermeyeceğini bildiğimiz için, askerlik harcamalarını 4/5 oranında azaltıyoruz. Vatani görev biçimleri değişecektir. Biz yirmi yaşındaki gençlerin zorunlu olarak bir zamanını istiyorsak ve bu vatan içinse kadın-erkek ayrımı yapılmayacaktır. Yeme-içme-barınma-dinlenme-eğlenme haklarının güvencesini vererek 3 ay toplumsal hizmet görevini hayata geçireceğiz. Gençlerin; zihinlerinden, üretim güçlerinden faydalandığımızda bunun en büyük “vatani görev” olacağını düşünüyoruz.
- Yokuşlara bisiklet asansörü yaparak ve bisiklet yollarını tamamen ayırarak yurdu bisiklet yollarıyla çevireceğiz. Korunaklı, modern, elektrikli şarj desteği olan modern bisiklet üretimine başlayacağız. Toplu taşıma araçlarına, aracın enerjisini karşılaması için pedallar ve bisikletler koyacağız. Ulaşımın tamamen ücretsiz hale gelmesini planlıyor ve vatandaşlarımızdan destek bekliyoruz.
- Devlet denetiminde “Uzlaşı Evleri” kuracağız; gönüllü veya görevli 25 jüri tarafından 5.000 TL altındaki ticari işlemler, bireysel tartışmalar, gruplar arası-aileler arası tartışmalar değerlendirilecek ve sonuç anında karara bağlanacaktır. Devletin mutlu, huzurlu ve refah içinde yönetilmesini isteyen vatandaşlarımızın tamamı bu ve bunun gibi gönüllü görevlere katılacaktır! Jüri seçimleri çevrimiçi başvuruların sistemsel olarak rastgele atanmasıyla belirlenecektir, yeterli sayıda başvuru olmadığı özel durumlarda “vatani görevleri”ni yerine getiren gençler jüri olacaktır
- Toplumun en ufak biriminden tamamına kadar birini/birilerini etkileyecek hiçbir karar kimse tarafından tek başına alınamayacaktır.
- Her şeye elbirliği ile çözüm bulabileceğimizi düşünüyoruz. Tek taraflı aşklara, özlemlere, engellenemez vefatlara çare olamayız. Ama sevdiğine ulaşamamış ya da sevdiğini kaybetmiş herkesin 5 yılda birden az olmamak kaydıyla 1 ay ücretli izin hakkı bulunmaktadır. Bu sürede gözetim altında olacaklar ve kendilerini toparlamaları için gereken her şey devlet güvencesi altında olacak. Kötü günde herkes birbirinin yanında olacak!
- Herkesi üretime katacağımızı umuyoruz. Herkesin birbirine gönüllü olarak iyilik yapacağından emin olduğumuz için, eğitimini tamamlamış herkese “Refah sınırı”nın üstünde ücret vaat ediyoruz. Refah sınırı üniversiteler komisyonu tarafından açlık sınırının üzerine aylık sanat aktivitelere katılma, kişisel hobilerin karşılanması gibi ihtiyaçlar da eklenerek hesaplanacaktır.
- Tüm banka hareketleri, tüm faturalı işlemler çevrimiçi olacağı gibi kimse beyanname hazırlamayacaktır. Tüm bağışlar, devlet tarafından işlem bazlı sebepleri açıklanarak herkesten devletin hazırladığı beyan üzerinden ödenecektir.
- Şeriat yasalarının bazılarının uygulanmasından eşcinsel evliliklerine, alkolün yasaklanmasına, yukarı partiye en ağır eleştirileri yapmaktan tüm planların derhal unutulmasına kadar her şey özgürce tartışılabilecek. Kimse düşüncesinden dolayı yargılanmayacak, toplumsal şiddete uğramayacak, hakaret görmeyecek! Bunlardan biriyle karşılaşması ihtimali olduğunu söyleyen her vatandaşımız korumamız altındadır.
- Kitap okuma seferberliği başlatılacak!
- Her eczaneye, her özel hastaneye, her özel okula devlet %20 ortaktır ve 1 adet denetimden sorumlu bağımsız denetçi atar. Sermaye payı derhal ödenecektir.
- Rüşvet, torpil, hısımcılık gibi etik dışı hiçbir işleme izin verilmeyecek; bununla ilgili her türlü ihbar 3 iş günü içinde sonuçlandırılacak!
- Kimsenin hiçbir konuda özel dokunulmazlığı olmayacak!
- Belediyecilik ile ilgilenmiyoruz. Eğer tüm denetiminin bizde olması ve gelirlerin-giderlerin şeffafça tüm halk ile paylaşılması konusunda mutabık kalırsak, organizasyonunu ve ağını takdir ettiğimiz AK Parti’yi destekleyeceğiz. Ulaşım konusunu “hesap verebilecek durumda olmak” kaydıyla tüm yetkiyi AK Parti’ye bırakacağız. Belediyeler Baş Denetçisi olarak Tunceli Ovacık Belediye Başkanı Fatih Mehmet Maçoğlu’nu -kendisi kabul ederse- atayacağız.
- Tüm eski cumhurbaşkanı ve başbakanlardan oluşan “İstişare Kurulu” kurulacak. Halkın kötü insanları başımıza getirmediğinden ve halka olan güvenimizden şüphe edilemez.
- Devlet; vatandaşın huzuru, mutluluğu ve refahı için vatandaş tarafından vekaleten atanarak vatandaşa hizmet eden bir kurumdur. Her türlü protokolü, özel uygulamayı kabul etmiyoruz. Özel uygulama ve protokol tüm halkındır.
- Yukarıdaki tüm planlarımıza makul bir gerekçe ile gelebilecek her türlü eleştiri sonrası, ikna olursak uygulamaları durdurabilir, revize edebiliriz.
- Tütünümüzü de, şekerimizi de, kağıdımızı da, aracımızı da, teknolojimizi de vs. kendimiz üreteceğiz. Çiftçilik ve üretim işletmesi çalışanlığı en az doktorluk ve öğretmenlik kadar önemli meslekler olacak ve tüm eğitim süreçleri devlet tarafından güvence altında olacak.
- Hepimiz birden sevinebiliriz, göğe bakalım. 2019 yılının 1. Ayındayız. 20+19+1=40 yapar. Ön planlamamız 40 maddedir.
BİZ BAŞA GELDİĞİMİZDE; SADECE, ENGELLEYEMEDİĞİMİZ VEFATLARA, ÖZLEMLERE
VE AŞK ACILARINA ÜZÜLECEĞİZ.
Yukarıda yazılanların hiçbiri gerçek değildir! Böyle bir parti, oluşum,
gruplaşma, bireysel fikir bulunmamaktadır! Zaten herkesin; herkesin refahını,
sağlığını, huzurunu umursadığı bir dünyada yaşamadığımızı anlamamış
romantiklerin iflah ve ıslah olmayacağını hepimiz biliyoruz. Yukarıdaki yazı,
yazar olmak isteyen bir gencin “denemesi”dir. Bir kişi bile böyle bir şeyin
olabileceğine inanırsa üzülürüm…
Günün Sözü
“ Bazen sadece test etmek için düşünceleri yazıya
dökersiniz.” Nuri Bilge Ceylan
Günün şiiri
Köylüleri Niçin Öldürmeliyiz? / Şükrü Erbaş
Köylüleri niçin öldürmeliyiz?
Çünkü onlar ağır kanlı adamlardır
Değişen bir dünyaya karşı
Kerpiç duvarlar gibi katı
Çakır dikenleri gibi susuz
Kayıtsızca direnerek yaşarlar.
Aptal, kaba ve kurnazdırlar.
İnanarak ve kolayca yalan söylerler.
Paraları olsa da
Yoksul görünmek gibi bir hünerleri vardır.
Her şeyi hafife alır ve herkese söverler.
Yağmuru, rüzgarı ve güneşi
Bir gün olsun ekinleri akıllarına gelmeden
Düşünemezler...
Ve birbirlerinin sınırlarını sürerek
Topraklarını büyütmeye çalışırlar.
Köylüleri niçin öldürmeliyiz?
Çünkü onlar karılarını döverler
Seslerinin tonu yumuşak değildir
Dışarda ezildikçe içerde zulüm kesilirler.
Gazete okumaz ve haksızlığa
Ancak kendileri uğrarlarsa karşı çıkarlar.
Adım başı pınar olsa da köylerinde
Temiz giyinmez ve her zaman
Bir karış sakalla gezerler.
Çocuklarını iyi yetiştiremezler
Evlerinde, kitap, müzik ve resim yoktur.
Bir gün olsun dişlerini fırçalamaz
Ve şapkalarını ancak yatarken çıkarırlar.
Köylüleri niçin öldürmeliyiz?
Çünkü onlar köpekleri boğuşunca kavga ederler.
Birbirlerinin evlerine ancak
Ölümlerde ve düğünlerde giderler.
Şarkı söylemekten ve kederlenmekten utanırlar
Gülmek ayıp eğlenmek zayıflıktır
Ancak rakı içtiklerinde duygulanır ve ağlarlar.
Binlerce yılın kalın kabuğu altında
Yürekleri bir gaz lambası kadar kalmıştır.
Aldanmak korkusu içinde
Sürekli birbirlerini aldatırlar.
Bir yere birlikte gitmeleri gerekirse
Karılarından en az on adım önde yürürler
Ve bir erkeklik işareti olarak
Onları herkesin ortasında döverler.
Köylüleri niçin öldürmeliyiz?
Çünkü onlar yanlış partilere oy verirler
Kendilerinden olanlarla alay edip
Tuhaf bir şekilde başkalarına inanırlar.
Devlet, tapu dairesi, banka borcu ve hastanedir.
Devletten korkar ve en çok ona hile yaparlar.
Yiğittirler askerde subay dövecek kadar
Ama bir memur karşısında -bu da tuhaftır-
Ezim ezim ezilirler.
Enflasyon denilince buğday ve gübre fiyatlarını bilirler.
Cami duvarı, kahve ya da bir ağaç gövdesine yaslanıp
Onbir ay gökyüzünden bereket beklerler.
Dindardırlar ahret korkusu içinde
Ama bir kadının topuklarından
Memelerini görecek kadar bıçkındırlar
Harmanı kaldırdıktan sonra yılda bir kez
Şehre giderler!
Köylüleri niçin öldürmeliyiz?
Çünkü onlar otobüslerde ayaklarını çıkarırlar
Ayak ve ağız kokuları içinde kurulup koltuklara
Herkesi bunalta bunalta, yüksek perdeden
Kızlarının talihsizliğini
ve hayırsız oğullarını anlatırlar.
Yoksulluktan kıvrandıkları halde, şükür içinde
Bunun, Tanrının bir lütfu olduğuna inanırlar.
Ve önemsiz bir şeyden söz eder gibi, her fırsatta
Gizli bir övünçle, uzak şehirdeki
Zengin bir akrabalarından söz ederler.
Kibardırlar lokantada yemek yemeyi bilecek kadar
Ama sokağa çıkar çıkmaz sümküre sümküre
Yollara tükürürler..
Ve sonra şaşarak temizliğine ve düzenine
Şehirde yaşamanın iyiliğinden konuşurlar.
Köylüleri niçin öldürmeliyiz?
Çünkü onlar ilk akşamdan uyurlar.
Yarı gecelerde yıldızlara bakarak
Başka dünyaları düşünmek gibi tutkuları yoktur.
Gökyüzünü, baharda yağmur yağarsa
Ve yaz güneşleri ekinlerini yetirirse severler.
Hayal güçleri kıttır ve hiçbir yeniliğe
-Bu verimi yüksek bir tohum bile olsa-
Sonuçlarını görmeden inanmazlar.
Dünyanın gelişimine bir katkıları yoktur.
Mülk düşkünüdürler amansız derecede
Bir ülkenin geleceği
Küçücük topraklarını ipoteği altındadır.
Ve birer kaya parçası gibi dururlar su geçirmeden
Zamanın derin ırmakları önünde...
KÖYLÜLERİ, SÖYLEYİN NASIL
NASIL KURTARALIM?
Günün Şarkısı:

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder